Çalışma, Panama Kanalı'nı felce uğratan kuraklığın El Niño ile bağlantılı olduğunu buldu

iclal

Global Mod
Global Mod
Uluslararası bir bilim insanı ekibi, Panama Kanalı'nda yaşanan son kuraklığın küresel ısınmadan değil, El Nino doğal iklim döngüsüyle bağlantılı ortalamanın altındaki yağışlardan kaynaklandığı sonucuna vardı.

Düşük rezervuar seviyeleri geçtiğimiz yılın büyük bölümünde kanaldaki yük trafiğini yavaşlattı. Gemileri kaldırmak ve indirmek için yeterli su olmadığından, yetkililer geçen yaz izin verilen gemi sayısını azaltmak zorunda kaldı ve bu da dünya çapındaki nakliye şirketleri için pahalı sorunlara yol açtı. Sadece son birkaç ayda geçişler yeniden arttı.

Araştırmacılar, kuraklık analizlerinde bölgedeki su endişelerinin önümüzdeki yıllarda daha da kötüleşebileceğini söyledi. Hükümete göre, Panama'nın nüfusu arttıkça ve deniz ticareti arttıkça, 2050 yılına kadar su talebinin mevcut arzın çok daha büyük bir kısmını oluşturması bekleniyor. Bu, gelecekteki El Niño yıllarının yalnızca küresel nakliyede değil aynı zamanda yerel halkın su kaynaklarında da daha büyük aksaklıklara neden olabileceği anlamına geliyor.


Çarşamba günü yayınlanan yeni analize katkıda bulunan Kızılhaç ve Kızılay İklim Merkezi'nde risk danışmanı Maja Vahlberg, “Yağıştaki küçük değişikliklerin bile orantısız etkileri olabilir” dedi.


Panama genellikle dünyadaki en yağışlı yerlerden biridir. Ortalama olarak, kanal çevresindeki bölgeye yılda ortalama 2,5 metreden fazla yağmur yağar; bu da neredeyse yalnızca mayıs ayından aralık ayına kadar olan yağmur mevsiminde gerçekleşir. Bu yağmur, hem kanal operasyonları hem de ülkedeki 4,5 milyon insanın yaklaşık yarısının içme suyu tüketimi açısından kritik önem taşıyor.

Ancak geçen yıl yağışlar normalin yaklaşık dörtte bir altına düştü ve bu da onu yaklaşık bir buçuk yüzyıldır ülkenin üçüncü en kurak yılı haline getirdi. Kuraklık, kanal trafiğini de aksatan iki olaydan kısa bir süre sonra meydana geldi: biri 1997-98'de, diğeri 2015-16'da. Üçü de El Nino koşullarına denk geldi.

Panama'daki Smithsonian Tropikal Araştırma Enstitüsü'nün Fiziksel İzleme Programı direktörü Steven Paton, “Hiç bu kadar kısa bir süre içinde bu kadar çok yoğun olay yaşamamıştık” dedi. O ve yeni analizi yürüten diğer bilim insanları şunu bilmek istiyorlardı: Bu sadece kötü şans mıydı? Yoksa küresel ısınmayla mı alakalı ve dolayısıyla gelecek olayların habercisi miydi?

Bu soruyu cevaplamak için araştırmacılar hem Panama'daki hava durumu kayıtlarına hem de çeşitli koşullar altında küresel iklimi simüle eden bilgisayar modellerine baktılar.


Bilim adamları, kanalın rezervuarlarındaki düşük su seviyelerinin ana nedeninin yüksek sıcaklıklar değil, düşük yağış olduğunu buldu. Hava durumu kayıtları, Panama'daki yağışlı sezon yağışlarının son yıllarda biraz azaldığını gösteriyor. Ancak modeller, tetikleyicinin insan kaynaklı iklim değişikliği olduğunu öne sürmüyor.

Analiz üzerinde çalışan Imperial College London'dan iklim bilimci Clair Barnes, “Bu hafif kuruma eğilimine neyin sebep olduğundan veya bunun bir anormallik mi, yoksa hesaba katmadığımız başka bir faktör mü olduğundan emin değiliz” dedi. “Isınan bir iklimde gelecekteki eğilimler de belirsiz.”

Bilim adamları, El Niño'nun bölgedeki ortalamanın altındaki yağışlarla çok daha açık bir şekilde bağlantılı olduğunu buldu. Herhangi bir El Niño yılında, 2023'teki kadar az yağış görülme ihtimalinin yüzde 5 olduğunu tahmin ediyorlar.

Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'ne göre El Niño koşulları şu anda zayıflıyor. Döngünün karşıt aşaması olan La Niña'nın bu yaz gerçekleşmesi bekleniyor.


Panama Kanalı kuraklığını analiz eden bilim insanları, aşırı hava olaylarını meydana geldikten kısa bir süre sonra inceleyen bir araştırma girişimi olan World Weather Attribution'a bağlı. Kuraklıkla ilgili bulguları henüz hakem değerlendirmesinden geçmedi.
 
Üst